Ahiret

Âhiret (Arapçaالآخِرة, Ukbâ, Dâr-ı Bekâ); Genelde Ortadoğu kökenli bazı dinlerde ölümden sonra gidileceğine inanılan sonsuz yaşam âlemi. Birçok dinde ahiretin ortak noktası iyilerin gideceği bir cennet ve kötülerin gideceği bir cehennem bulunmasıdır.
İslam dinine göre, kıyametin kopması ve yeniden dirilme, Kur'an âyetleri ve Muhammedin hadisleri gibi kaynaklarda ifâde edilir ve İslam'a göre diğer peygamberler de kendi halklarına bu durumu anlatmışlardır. Ahirete inanmak İslamda imanın şartlarından biridir.
Kur'ân'da ahiret günü farklı isimler ile zikredilmiştir.
Mü'minler, Allah'a kavuşacakları için Kavuşma günü (Mü'min:40/15), insanlar ve bütün mahlûkat o günde bir araya toplanacağı için Toplanma günü (Teğabün:64/9), dünya hayatlarında Allah'a iman etmeyenler ve fâni hayata aldandıklarını anlayacaklar için Aldanma günü (Teğabün:64/9), herkes kabrinden çıkıp dirileceği için Çıkış günü (Kâf:50/34) ve dünyaya geri dönmek isteyenler için Hasret günü (Meryem:19/40) denmiştir.
Ahiret, son ve sonsuz hayat demektir. İslam dinine göre Ahiret, yedi hayatın yedinci ve sonuncusudur. Yedi hayat şunlardan ibarettir: Ruhlar alemi, Birinci berzah alemi, Ana karnı, Dünya hayatı, İkinci berzah alemi (Kabir alemi), Mahşer alemi, Ahiret alemi.
Ahiret hayatı kıyâmet ile başlar. Yer ve göğün şekli değişir ve mahşer alemi kurulur. Mahşerde herkes hesap verip cennet ve cehenneme gidince sonsuz ahiret alemi başlar. Cehennemdekilerin bir kısmı günahları miktarı ceza çekip cennete giderler. Allah'a inanmayanlar ise cehennemde ebediyyen kalırlar. Cehennem azap ve elem yurdu iken cennet nimet, mutluluk ve rahatlık yurdudur.

Ahiret Hayatının Evreleri

"İnsan bir yolcudur, yolculuk ise, âlem-i ervahtan, rahm-ı maderden, sabavetten, ihtiyarlıktan, dünyadan, kabirden, berzahtan, haşirden,sırat'tan geçer bir uzun sefer-i imtihandır." risale-i nur|sözler
Ahiret hayatının evreleri ölüm ve kıyametten sonra haşir dediğimiz yeniden dirilme olayı gerçekleşir. Yeniden dirilişten sonra mizan, sayfaların açılması, sual, hesap, ve ondan sonraki durumlar kastedilir. Ahiret hayatının belli başlı evreleri şunlardır:
Haşir:Kıyamet gününde amellerine bakılmak için ölülerin diriltilerek bir yere toplanmaları demek olduğuna göre; "Haşr-ı Cismânî" bedenen, cisimle, cesetle dirilme, bedenlerin haşri demektir:
Mahşer: Yeniden diriliş ile birlikte insanların Allah’a hesap vermek üzere toplanacakları yer. Can bulmuş her insan mahşer meydanına gelecektir.
Mizan
Mizan, sembolik anlamda amelleri tartan bir terazi ve adalet manasına gelir. Allah, dinî açıdan sorumlu tutuğu kimselerin cennetlik mi yoksa cehennemlik mi olduklarını belirlemek için ahirette teraziler kuracaktır. Burada sevap ve günahlar tartılacaktır. Bu tartıların mahiyetini tam olarak Allah’tan başkası bilemez. Miza­nın gerçekliği ile ilgili Kur’an-ı Kerim’de ayetler vardır:
“Biz kıyamet günü için adalet terazileri kurarız. Artık kimseye hiçbir şekilde adaletsizlik edilmez. (Yapı­lan iş) bir hardal tanesi kadar dahi olsa onu (adalet terazisine) getiririz. Hesap gören olarak biz (herkese) yeteriz.”(Enbiyâ suresi, 47. ayet.)
“Artık kimlerin (sevap) tartıları ağır basarsa işte bunlar asıl kurtuluşa erenlerdir. Kimlerin tartıları hafif ge­lirse artık bunlar da kendilerine yazık etmişlerdir. (Çünkü onlar) ebedî cehennemdedirler.” (Mü’minûn suresi, 102-103. ayetler.)
Amel defteri: Mahşer yerinde insanlara yaptıkları iyilik ve kötülüklerin yazılı olduğu amel defterleri dağıtılacaktır. Kiramen Katibin adlı melekler sevap ve günahlarımızı bu deftere işlemişlerdir. Amel defterini gören insanlar “Vay halimize bu nasıl kitapmış, küçük büyük hiçbir şey bırakmaksızın yaptıklarımızın hepsini sayıp dökmüş” (Kehf suresi, 49. ayet) diyecektir. Cennetlik olanlar defterlerini sağ elinden, cehennemlik olanlar ise sol ve arka tarafından alacaktır.
Mizan: Sevap ve günahların tartıldığı özel bir tartıdır. Sevabı ağır basanlar cennete, günahı ağır basanlar cehenneme gider.
Sırat Köprüsü
Sırat, cennetle cehennem arasında bir yoldur. Bu bağlamda sıratın varlığı da bir gerçekliktir. Kur’an’da buna şöyle delil getirilir: “Bize doğru yolu göster, kendilerine nimet verdiğin kimselerin yolunu...” (Fatiha suresi, 6-7. ayetler.) Hesap görüldükten sonra sırat üzerinden cennetlikler hızla geçecek, cehennemlikler de ateşin üzerine düşeceklerdir. Bir başka açıdan, cennet ehli cehennemin kapısına uğrar, cehennem ehli orada alıkonularak içeri alınır, cennet ehli ise oradan geçerek kurtulur. Bu durum şu ayette açıklanan manaya uygundur: “İçinizden oraya uğramayacak hiçbir kimse yoktur. Bu, rabbin için kesinleşmiş bir hükümdür. Son­ra biz, Allah’tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız.” (Meryem suresi, 71-72. ayetler.)
Şefaat
Şefaat, “günahkâr müminin bağışlanması, günahı olmayanların ise derecelerinin yükseltilmesi için izin verilen kimselerin Allah nezdinde aracılık yapması” manasına gelir. Kur’an’dan şu ayetler şefaatın varlığına delildir: “(Onlar) Allah rızasına ulaşmış olanlardan başkasına şefaat etmezler.” (Enbiyâ suresi, 28. ayet.) “Arş’ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunan (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O’na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O hâlde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler).” (Mü’min suresi, 7. ayet.) Hz. Peygamber de “Benim şefaatim, ümmetimden büyük günah işleyenleredir.” (Tirmizî “Sıfatü’l-Kıyame” 2359) buyurmuştur. Bu ayetlerden ve hadisten anladığımız kadarıyla Allah’ın izin verdiği kimseler şefaat edecektir.
Cennet: Allah’a inanıp emir ve yasaklarına titizlikle uyanların gireceği ve içinde sonsuza kadar yaşayacağı ödül yeridir. Cennet çeşitli nimetlerle donatılmış olup, dünyada amelleri iyi olanların kazanacağı ebedi ahiret yurdudur.


Cehennem: İnanmayan veya inandığı halde günahı çok olanların (Allah affetmediği takdirde) gireceği ceza yeridir. İnanmayanlar sonsuza kadar cehennemde kalacak, inandığı halde günahı sevabından çok olanlar, cehennemde günahı kadar ceza gördükten sonra cennete gireceklerdir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder